Ve geri çekilme...

Sarıkamış Harekatı'nın son anına kadar, her iki tarafın da kaybetme ve kazanma ihtimali vardı.

Ruslar, kesin hücuma 4 Ocak 1915'de geçmişlerdir. 9. ve 10. Kolorduların mevcutlarının çok azalması, bir avuç insanı, çok geniş bir cepheyi müdafaa etmek zorunda bırakmıştır. Kendilerinden sekiz kat üstün bir düşmana karşı dayanmışlar; fakat 11. Kolordu'dan beklenen yardımı alamamışlardır.

Enver Paşa, en ön saflardayken, vasiyetini şu şekilde yazmıştır: "Ruslara taarruz edildi, fakat mağlup edilemedi. Şimdi, 11. Kolordu ve süvari fırkasını bekliyorum. Gelir ve yetişirse, düşmanı bozacağım. Fakat gelmeden düşman, zayıflamış kıtalarımıza taarruz eder ve taarruzda muvaffak olursa, o vakit ordu mahvolmuş demektir. Şimdiye kadar asker ve zabitler, hiç kusursuz harp ettiler. Her manevrayı yaptılar. Bu halde vasiyetim: Ben vazifemi yaptığımı sanıyor ve öyle ölüyorum. Düşmana, sonuna kadar karşı koyunuz. Her halde sonunda muvaffak olacağız. Ben, kalben müsterih olarak ölüyorum. Yaşasın dinim, vatanım, padişahım!"

5 Ocak'taki Rus taarruzunda, düşman, bir kaç yerden girme yapmasına rağmen; Enver Paşa çekilme emri vermemiş, kendisi de yerinden ayrılmamıştır.

Miralay Şerif, Enver Paşa'nın yanına gelerek, "9. ve 10. Kolordulardan hayır kalmadığını, neticenin esaret olduğunu" söylemiş ve "Burada kalmakla hiçbir fayda temin edemezsiniz, fakat 11. Kolordu'nun olduğu Kötek'e gider ve bu birliği harekete geçirirsiniz, durumumuzu düzeltebilirsiniz" isteğinde bulunmuştur. Yani Enver, İstanbul'a kaçmak için değil, 11. Kolordu'yu harekete geçirmek için cepheden ayrılmıştır. Bardız'a yaklaştığında ise, bir düşman keşif kolunun ateşine maruz kalmış, kurmaylarından biri de kolundan yaralanmıştır.

Enver Paşa, 9. ve 10. Kolordulara Hafiz Paşa'yı komutan olarak atar. Yeni kumandan durumu anlamak için 9. Kolordu karargahına gider ve orada, "şereften başka her şeyin bittiğini" söyleyerek geri çekilme emrini verir. Türk ordusunun başarılı çekilme harekatı, Rus Başkomutan Vekilini kızdırınca, Kafkasya Genel Valisi'nin oluru ile Sarıkamış Grubu Komutanı Berhman'ı görevden alarak, yerine 2. Türkistan Kolordusu Komutanı Yudeniç'i tayin etti.

Büyük Rus baskısı ve ciddi kayıplara rağmen, Üçüncü Ordu, oldukça zor şartlar altında; Narman, Yeniköy, Kaleboğazı, Tortum hattında tutunmayı başardı. Enver Paşa ise, 11. Kolordu ile yardıma koşmak istemiş, felaket haberini yolda almıştır. Artık yapacak bir şey yoktur. Ve aşağıdaki beyannameyi yayınlayarak, 10 Ocak 1915'te İstanbul'a dönmeye karar verir.

"Askerler! Hemen bir ay oluyor ki, içinizde bulunarak günlerce devam eden muharebelerde, düşmana nasıl saldırdığınızı gördüm. Bu uğurda sarfettiğiniz gayretler, hiçbir vakit kaybolmayacaktır. Bundan dolayı sizi, Padişahınız ve Halifeniz başta olduğu halde, bütün millet tebrik ediyor. Ben yine İstanbul'a dönüyorum. İnşallah, bundan sonra da büyük muvaffakiyetler kazanarak, düşmanı bir daha baş kaldırmayacak derecede kahreder ve şehidlerimizin ruhunu şad edersiniz. Sizi Allah'ın birliğine havale ederim. Unutmayınız ki, Allah her an yardımcınızdır."

Bu beyanname, Enver Paşa'nın bir an bile olsun ümidini yitirmediğini, çok derin bir iman ile dolu olduğunu göstermesi açısından da önemlidir. Yine, Miralay Şerif, "Sarıkamış, tarihimizin şerefli sayfalarından biridir. Türk ordusu, kara kışın tipisiyle, düşmanın kurşun ve güllesiyle uğraşa cenkleşe mahvoldu da, bir neferi arka çevirmedi" demektedir.

General Wavel de, Sarıkamış'tan sonra, şu sözleri söylemiştir: "Türk ordusu, hiçbir dünya ordusunun yerinden kıpırdayamayacağı şartlar altında muharebe eden bir ordudur."

Bir bozgun söz konusu değildir. Fakat yine de, Sarıkamış'ın Türk milletine verdiği zaaf, senelerce sürmüştür. Irak ve Filistin orduları bile, Sarıkamış'ın sonuçlarından etkilenmiştir. Devletin en güzide ordusu, bir iki gün içinde sarsılmış, ağır bir darbe almıştır.